1 Ağustos 2012 Çarşamba

Bize şöyle talim ettiler: "Müminlerin nereden ve kimden olursa olsun istifadelerine taraftar olmak ihlasın bir düsturudur"
Bir de şunu öğrettiler "Bir mecliste bir güzel şeyi muhatabın söylese ve sen dinlesen, hatta o bilse sen öğrensen iki kazancın olur, bir yeni birşey öğrendin, iki öğrenen oldun kibirlenecek birşey bulamadın, yok sen söylesen muhtabın dinlese ya da sen bilsen muhatabın öğrense, bir sevabın var, birşey öğreten oldun ama bir de risk var kibirlenebilme ihtimalin mevcut. Öyleyse sen daima mümin kardeşin bir güzel şey söyleyince, bir güzel şey başarınca sevin amin de, iştirak-i amal olur, ameller amin diyene de ortak olarak yazılır"
Bu sadece tek tek insanlar için mi geçerlidir? Yoksa gruplar cemaatler, sosyal tabakalar için de geçerli bir düstur mudur? Kanaatimce hakikat, her tabakada kendini bir yönde gösterir.
Bu güzel şeyi bizim cemaat yapsın, sizinki değil.
Bu hakikati benim üstadım söylesin senin şeyhin değil.
Benim ve arkadaşlarımın sesi diğerlerinden daha gür çıksın, berikiler bizi geçmesin.
"Hayırda yarışın" ayetini böyle anlamak yanlıştır. Bu bireysel eneyi kollektif ene içerisinde eritip başka bir tonda ısıtıp ısıtıp sunmaktır.
Bazen bu kendini ötekini konuşurken dinlememek, söylediklerini kulak ardı etmek, ehemmiyet vermeyip "Bizde daha güzeli var, ben bunları zaten biliyorum" demekle bazen de bir cemaatin bir ekolün, bir düşünce okulunun yaptıklarını, üretimlerini görmezden gelmekle gösterir.
En çok da kıskandıklarımızı görmezden geliriz. Bu hayırda yarışmak değildir. Bu ihlassızlıktır.
Oysa ışık birdir, renkler bir prizmadan geçince çeşitlenir. Renkler farklıdır, frekansları ve dalga boyları farklıdır.Ama hepsi bir ışıktandır. Dünya prizmasından geçen Nur-u İlahi her bir cemaatte, her bir velide, her bir müminde ayrı bir renkle zuhur eder. Yapılması gereken renklerin hangisi güzel diye tartışmak değil, renkleri birleştirip ışığın gerçek mahiyetini anlamaktır.
"Allahın ipine sımsıkı topluca sarılın ayrılığa düşmeyin" dendi bize. "Ben kendime yeterim, biz arkadaşlarımızla kendi yağımızla kavruluruz bu kafidir" dememeli. Ötekine ihtiyacımız var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder