31 Ocak 2013 Perşembe

İNSAN SIRLI NURLUDUR



Melekler nurdan yaratılmış insan topraktan. Amenna.
İnsanda nur yok mu yani?
Var, hatta meleklerden daha fazla.

Şöyle ki,
Biz fizikçiler optikten biliriz, ışık dalgaları girişim yaparlar, bu şu demektir:
İki dalga tepesi üstü üste aynı yönde gelirse ışık şiddeti artar, parlaklık fazlalaşır.
İki dalga tepesi zıt yönde gelirse, yani bir tepe bir çukura denk gelirse dalga söner ve ışık yokmuş gibi görünür.

Melekler birbirine aynı yönde gelen isimlerin birleşimidir. Rahmet melekleri ya da azap melekleri, ilkinde cemal ikincisinde celal isimleri üst üste gelir. Bu yüzden ışık şiddeti artar, tepeler birleşir.
Allah Camiül Ezdad'dır. İnsan ise kevn-i camidir. Yani birbirine zıt gibi gözüken isimlerin azap rahmet, öfke, lütuf, celal cemal bileşimidir. Bu dalgaların bir tepe bir çukur hallerinin birleşimine benzer. Işık yokmuş gibi görünür, ancak insana gelen ışık meleğe gelenden çoktur.

Işık isimlerdir.
İnsanda melekten çok ışık vardır.
Ancak insan sırlı nurludur.

İnsanlar içinde de bir veya birkaç isimde ileri gitmişler daha parlak, daha şaşaalı daha karizmatik görünürler, ancak dengeli bir biçimde tüm isimleri kendisinde boy verdirmiş, birkaç ağaç değil orman yetiştirmiş olanlar uzaktan öyle dikkat çekmezler. Onlar da sufilerin melamet dediği bir örtüye bürünmüştür. Onlar da sırlı nurlulardır.

Bir yerde bir rengin bir ışığın ekstra parlaması kendini göstermesi makbul değildir. Makbul olan insanın kendini değil Allahı göstermesidir ki bu tüm isimlerin dengeli bir biçimde sizde karışmasıyla olur.
O vakit insan Ayet-ül Kübradır. Kendini değil Onu gösteren bir ayet. Zaten ayet kendini değil başkasını işaretleyen şey demektir. Kendinde bir değeri yoktur, sizi alır bir başka yere taşır. İnsan büyüktür, insan parlaktır, insan nurludur, ama sadece bir ayettir. Ayet oluşu cihetiyle insandan daha parlak bir bürhan daha şaşaalı bir ayna yoktur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder